İçeriğe geç

Geleceğin Gıdaları: Fonksiyonel Gıdalar

Geleceğin Gıdaları: Fonksiyonel Gıdalar

Fonksiyonel gıdalar; vücudun temel besin ögelerine olan ihtiyacı karşılamanın ötesinde insan fizyolojisi ve metabolik fonksiyonları üzerinde önemli faydalar sağlayan, böylelikle hastalıklardan korunmada ve daha sağlıklı bir yaşama ulaşmada etkinlik gösteren ürünleridir. Fonksiyonel gıdalar kavramı yeni olsa da uygulaması çok eskilere dayanır. İlaçların yan etkisi öğrenildikçe ve sağlık problemleri arttıkça fonksiyonel gıdalara yönelme de artmış, ürünler çeşitlendirilmiştir. Fonksiyonel gıda üretiminin temel mantığı; negatif fizyolojik etkinliği olan bileşenin gıdadan kısmen veya tamamen uzaklaştırılarak, yerine yararlı fizyolojik etkinliği olan bileşenin eklenmesidir.


Araştırıcılar, gıda alanında en hızlı büyüyen alt sektörün fonksiyonel gıda sektörü olduğunu, ikinci sırada da doğal ürünlerin geldiğini belirtmektedirler. Fonksiyonel gıdaların, içerdikleri; antioksidan, fenolik bileşiklerin; kanser, kalp hastalıkları, katarakt, göz hastalıkları, yaşlılık hastalıkları vb. birçok hastalığı engelleyebildiği yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Araştırmalar, sağlıklı bir yaşam için meyve ve sebzelerin sözü geçen hastalıklardan koruduğunu ve sağlıklı bir yaşamı olumlu yönde teşvik ettiğini göstermektedir. Meyve ve sebzeler, özellikle içerdiği fenolik bileşiklerin, antioksidatif ve antimikrobiyal etkilerine bağlı olarak sağlık üzerine olumlu etkilerinden dolayı fonksiyonel gıda olarak değerlendirilmektedir.


Fonksiyonel gıdalar; fonksiyonel bir etken içeren doğal bir gıda (likopen maddesince zengin domates, beta-karoten deposu havuç vb.) olabileceği gibi, fonksiyonel etkeni ilave edilen (iyotlu tuz, omega-3 yağ asitli yumurta, kalsiyumca zenginleştirilmiş portakal suyu vb.) veya zararlı bir bileşiği çıkartılan gıdalar da (sodyumu azaltılmış tuz vb.) olabilir. Ayrıca; gıda içerisindeki bazı bileşikler değişikliğe uğratılarak (yoğurt-proteinbiyoaktif peptit vb.), biyoyararlığı artırılarak (işlenmiş domates ürünlerinde likopen vb.) ve bunların farklı kombinasyonları kullanılarak da fonksiyonel gıdalar üretilmektedir.


Fonksiyonel gıda ürünleri sektöründe en büyük payı, dünyada 350 çeşitten fazla ürüne sahip bağırsak sağlığı için gerekli olan gıdalar alıyor. Bu gıdalar içerisinde özellikle probiyotikler ve prebiyotikler ise ön planda yer almaktadır. Konakçısının bağırsak sistemine yerleşerek mikrobiyal dengeyi iyileştiren ve yararlı faaliyette bulunan canlı mikroorganizmalara probiyotikler denir. Seçici olarak probiyotiklerin gelişmesini destekleyen maddelere prebiyotik denir. Bu sayede de hastalıklara neden olan mikroorganizmaların çoğalmasını önlemeye yardımcı olmaktadırlar. Probiyotikler doğal olarak en çok; kefir, ayran, yoğurt ve peynir gibi fermente süt ürünlerinde bulunmaktadırlar. Prebiyotikler ise; enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz, muz gibi birçok lifli gıdada mevcuttur. Doğal ürünlerde bulunan prebiyotikler ve probiyotikler yapay olarak da hazırlanabilmektedirler. Örneğin; sentetik olarak hazırlanan ve yoğurt benzeri ürünlere ilave edilen bifidobacter ve lactobacillus suşları gibi probiyotik ajanlar beslenme ürünleri içinde görülebilmektedir.

Toplumlar sağlıklı beslenme konusunda bilinçlenmeye, günlük beslenmelerine daha fazla önem ve özen göstermeye; gıda sektörü de buna paralel olarak gıda teknolojisiyle birlikte tüketiciler için sağlıklı beslenmeye yönelik çeşitli türde gıdalar sunmaya başlamıştır. Günümüzde kronik hastalıklarda görülen artış ve kaliteli yaşam sürme isteği, tüketicileri fonksiyonel gıdalara yöneltmektedir. Ancak; fonksiyonel gıdaların, tüketime sunulmadan önce, hangi hastalıklardan koruyucu veya hangi hastalıkları önleyici olabileceklerinin klinik testlerle belirlenmesi oldukça önemlidir. İnsan beslenmesinde fonksiyonel gıdaları, geleceğin gıdaları olarak tanımlamak mümkündür. Önemli bir araştırma-geliştirme alanı olan fonksiyonel gıdaların ulusal ve uluslarası pazarı, gelişmeye açık bir durum göstermektedir. Tüketicilerin de bu gıdaların yararları konusunda eğitilmeleri ile besin değerleri yanında; sağlıklı, kaliteli, önemli ve hastalıklara karşı toplumu koruyan bir beslenme alışkanlığı sağlanmış olacaktır.