İçeriğe geç

Pandemide Beslenme

Pandemide Beslenme

Pandemi etkisi, benliğini her geçen gün daha fazla hissettirirken değişen dünyamızla birlikte biz de değişiyor muyuz? Yeni normalimiz beraberinde neler getirdi? “Eskisi gibi olamayız ama…” cümlesinin ardından sıra gelen kurallar…

Pandemi haberleri, artan endişeler ve duygu durumuna bağlı gıda tüketme arzusunun artması beslenme durumumuzu etkilemektedir. Peki, eskisi gibi olamadığımız bu günlerde yeni alışkanlıklarımızı edinmekte ne kadar başarılıyız? Bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin öneminin ön plana çıktığı bu günlerde; gelin, beslenme alışkanlıklarımızın değişimini birlikte inceleyelim…                                     

Salgın nedeni ile uygulanan sosyal izolasyon ve karantina, hayat düzenimizi değiştirmiş, evde geçirdiğimiz sürenin artmasına sebep olmuştur. Günlük yaşantımızdaki bu önemli değişiklikler beslenmemizi de etkilemektedir. Bu dönemi sağlıklı ve dengeli beslenerek geçirmek, hem güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmamıza hem de vücut ağırlığımızdaki istenmeyen değişikliklerin önüne geçmemize yardımcı olacaktır. Bu süreçte beslenme ve metabolizma düzenimizde yaşanılan dengesizliğin en önemli sebebi hareketsizliktir. Hareketsizlik dolayısıyla tükettiğimiz besinlerden aldığımız enerjinin harcadığımız enerjiye göre fazla olması, alınan enerjinin vücudumuzda kalarak yağa dönüşmesine; bu da kilo alımına ve obeziteye neden olmaktadır. Gerek ağırlık kontrolünü sağlamak gerekse bağışıklığı güçlü tutmak adına beslenme düzenimizde radikal kararlar alarak bağışıklığımızı güçlendirmeliyiz.

Pandemide Beslenme

Karantina yaşantısı bireylerin duygu durumlarında ve fiziksel aktivite düzeylerinde birtakım değişiklere neden olmaktadır. Yaşanılan fiziksel ve psikolojik durum, duygu durumunun ve beslenme davranışlarının değişmesine neden olmuştur. Çeşitli besinler, besin ögeleri ve besin bileşiklerinin bireylerin yeme davranışlarını etkilediği bilinmektedir. Zeytinyağı, balık, meyve, sebze, fındık, baklagiller, kümes hayvanlarının eti, süt ve işlenmemiş et gibi birçok sağlıklı gıdanın depresyon riski ile ters ilişkili olduğu buna karşılık; şekerli içecekler, rafine gıdalar, kızarmış yiyecekler, işlenmiş et, rafine tahıllar ve yağ oranı yüksek gıdalar, bisküvi, meze ve hamur işi tüketimini kapsayan sağlıksız Batılı beslenme alışkanlıklarının artmış depresyon riski ile ilişkili olduğu görülmektedir. Bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkisi olduğu bilinen antioksidan vitaminler (A, C, E vitamini), D vitamini, omega-3, çinko ve pre/probiyotik tüketimine günlük beslenmede önem verilmelidir. Oldukça dayanıklı ve besin değeri yüksek bir protein kaynağı alternatifi olan kuru baklagiller, her gün tüketilebilir. Bağışıklık sisteminin fonksiyonları için kaliteli protein alımı önemlidir. Bu nedenle günlük yumurta, süt, yoğurt ve peynir tüketimine dikkat edilmelidir. Son olarak ise düzenli çalışan bir metabolizma için günde 8-10 bardak (1,5-2 litre) su tüketilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla günlük su tüketimine oldukça özen gösterilmelidir.           

Sağlıklı beslenmenin hayatımızdaki rolünün öneminin farkında olduğumuz bu zorlu günlerde The Snack Haus ailesi olarak dünyanın en gelişmiş kurutma teknolojisi ile ürettiğimiz, hiçbir katkı maddesi, koruyucu, şeker, glüten ve trans yağ içermeyen sağlıklı atıştırmalıklarımızla bağışıklığınızı güçlendirmek adına her zaman destekçiniziz. 

Aybüke Özcan